Çıplak Olmak. Nedense, bu ara bu konuyu çok düşünür oldum ve sonra fark ettim ki çıplak olmayı seven, açık ve paylaşan bir arkadaşım var, hemde bunların ihtimalinin olmadığını sandığım ya da ümidimi yersiz yerlere koyduğum bir kültürde (genelleme yaparak tabiki yargılayan Türk toplumundan bahsediyorum). Sonra, yoga eğitmenlerimden biri, Mey Elbi, bu konu üzerine yazdı bloguna, ve ben kendimi başkalarıyla hatta o anda yeni tanıştığım insanlarla bu konuyu konuşur buldum (hani yabancı diyebilirim ama öylede içten bir konu konuşuyoruz ki:)) Derken, kendimi tutamayıp bende yazıyorum, bu ayın 3 Tutulması ve özellikle 15’indeki Dolunay/Ay Tutulmasının getirdiği olağanüstü tahrik edici enerjiyi hissederek.
Peki, nedemektir çıplak olmak? Kıyafetlerini çıkardığında, yani soyunduğunda kendini çıplak olarak düşünüyor musun, veya birine (arkadaşın olabilir) bir sır söylediğinde, veya birine utandırıcı birşeyler söylediğinde, ya da başkalarıyla nadiren paylaşdığın bir şeyi paylaştığında?
Valla, ben diyorum ki, çıplak olmak zaten bunların hepsi. Yani gerçek anlamda kıyafetlerini çıkarmak, ya da maskelerini, rollerini, davranışlarını, vs. çıkarmak da çıkarmak, soyunmak da soyunmak!!!
Ve bence bu harika bir şey:) Bi düşünsene nelerde giyiyoruz. Yani sadece kıyafet değil ki giydiklerimiz, bir de aslında istenmeyen, çirkin maskeler var suratımıza, vücudumuza, duruşumuza yapışmş olan, hatta belkide derinlerde, içerlerde sıkışmış olanlar da var, acıyan kaslar, ağrıyan kemikler gibi... Bazılarımız bunların farkında bile değil, o halde muhtemelen şu an hiç bir şey anlamıyorsun...ama okumaya devam ediyorsun:)
Bazı külürlerde pek de az kıyafet giyilir, muhtemelen bunlar kabile hayatlarında sınırlı. Üstelik bunlar genelde trans içinde şifa verici ve spiritüel tören veya etkinlikler de uygulayanlardır. Trans içinde, yani olağan sınırların çok ötesine geçerek. Gerçekten de bu törenler sırasında kendileri oldukları gibi; kendi aralarında ruhlarıyla ve evrendeki başka enerjilerle birleşiyorlar. Bu törenlerin bazısı içimizdeki gizli saklı travmaları ortaya çıkarabildiği için gerçekten de şifalandırıcı özellik taşıyor. Yoga, meditasyon ve hatta diğer terapilere (modern insanlar bu terapilere alternatif terapi diyorlar, mesela akupunktur, ayurveda, şamanism..) benziyorlar. Bir Kabile (Tribe) internetteki İngilizce sözlükten çevirmeyle şöyle açıklanıyor: Ortak soydan gelen bağları, ve gelenek, görenekleri ile birleşmiş, bir araya toplanan herhangi bir insan topluluğu; başka insanların olduğu bir bölüm. Biz, modern insanlar olarak bu kabile insanlarına çıplak oldukları için acayip diyoruz...öyle değil mi? Çünkü biz daha iyi biliriz, çünkü bizim araştırmalarımız, verilerimiz, tıbbi araçlarımız, silahlarımız, vs. var. Biz biliriz hayatın nasıl olması gerektiğini, ‘Normal’in ne olduğunu...
Ben artık böyle düşünmüyorum. Aslında daha öncesinde bile böyle düşünüyor muydum emin değilim, ama şimdi fark ediyorum ki bende çok giyinik bir şekilde yaşamışım, çok taşımışım, artık sadece kendim olmak istiyorum, Amerika’da yaşarken tanışıp sevdiğim, aşık olduğum kendim. Peki, bu kendilik niye Türkiye’ye taşınmaya karar vermiş, yani kendisi olmaya çalışırken kendini sanki aç kaplanların ortasındaymış gibi hissetiği bir ülkeye? Ya hiç sormayın, bu hala çok belirsiz:)
Artık, kendim olabileceğimi hissediyorum. Kaplanları o taraftaki bir bölgede oldukları güzel hayvanlar gibi kabullenebilirim ve onlarla sadece uzun mesafeli bir ilişkimiz olur. Ben, kendim, artık yoluma devam edebilirim; başka bir bölgede kendileri ile barışık olan, çıplak olan, benim cinsimden yeni arkadaşlar edinerek yakın ilişkileri olan bir topluluk (community) oluşturabilirim, tıpkı bir kabile misali. Topluluk internetteki İngilizce sözlükten çevirmeyle şöyle açıklanıyor (İngilizcedeki 'Community' kelimesinin karşılığı tam aynı olmasada bir Topluluk veya Çevre anlamlarına geliyor, çevre edinmek gibi): Ortak özellikler veya ilgiler paylaşan ve aynı zamanda kendisini içinde var bulunduğu asıl toplumdan, halktan, ayrı gören sosyal ya da başka bir gurup.
Sanki bir kabileye benziyor değil mi? İstanbul’da tam da ihtiyacım olan buydu zaten. Mutlu Son!
Evet sonunda çıplak olmak, açık olmak, kendin olmak demek. Yani gerçekten kimsen o olmak, sadece sen, ve bunu sevsen de sevmesende kabullenmek, istediğin gibi de paylaşmak. Başkalarının sana zorla istemediğin bir şeyleri giydirmesine izin vermemek. Bu aynı zamanda fiziksel çıplaklık anlamına da geliyor, yani insan olduğumuzu, güzel vücutlarımızın olduğunu, ten, duyular, ve duygularımızın oluğunu da kabul etmektir! Bu Senin vücudun ve zihnin, o halde bununla Sen ne istiyorsan onu yap. Sal Kendini, bırak akışa...Zaten o orda, zaten olman gerektiği gibisin. Eh! ne duruyorsun o zaman, ister hayal kur, ister çıplak güneşlen, ister seviş, ya da o hep istediğin yere git, veya daha önce kimseyle paylaşmadığın bir şeyi biriyle paylaş, veya daha önce hiç yapmadığın bir şey yap! Ya da basit bir biçimde hiç bir şey yapmayıp kendin için bir mola ver, kendini hissetmek için, çıplak olmak için:)
Sanki sadece Siyah ve Beyaz...Sanki sadece Beyaz Karın içine aktığı Berrak Su gibi...
Not: Çeviriyi yapan: Bendeniz K. Medium Türkçe bilen ama İngilizceyi Süper bilen ben:)
Orijinal Yazım: Take Your Clothes Off and Be Naked!!!
Türkçe çeviride hatalar olabilir lütfen dikkate almayınız, daha öğreniyorum:)
Friday, June 17, 2011
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment